....Kuran'i YaSamaya Davet ....

KURAN'I YASAMAYA DAVET
Kötülügün sessiz dilini konusmayi bir hayat sekli, hatta kisiliklerinin en temel özelligi haline getiren insanlarin benimsedikleri bu kötü ahlak, onlari hiç hesaba katmadiklari sekilde büyük bir hüsrana ugratir. Yasadiklari her gün, her saat, bir yandan sessizce kötülük yapmaya çalisip, bir yandan da yalnizca seytana açtiklari bu yönlerini insanlardan gizlemeye çalismalari, onlari derinden yipratir. Içlerindeki giderek artan vicdan azabi tüm benliklerini sarip kusatir; bunu bastirabilmek için verdikleri amansiz mücadele ise onlari içten içe tüketmeye baslar. Beyinlerini uyusturup hiçbir sey düsünmemeye çalisarak, içlerindeki bu sessiz ama yipratici savasin agirligindan kurtulmaya çalisirlar. Çözümsüzlük, çaresizlik, hüzün ve keder içerisinde ömürlerini hesapsizca tüketirler.

Yasadiklari bu azap dolu hayat, Allah'i birakip kendilerine seytani veli edinmeleri, iyilik yerine kötülügü kendilerine ilke edinmeleri nedeniyledir. Allah " Yoksa kötülüklere batip-yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kilacagimizi mi sandilar? Hayatlari ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar." (Casiye Suresi, 21) ayetiyle, yasadiklari bu azap dolu hayatin "kötülügü benimsemeleri" nedeniyle oldugunu bildirmistir.

Oysa güzel bir hayat yasamalari, bu gizli azaplardan kurtulmalari kendi ellerindedir. Allah insanlara mutlu olmanin, tüm bu sikintilardan kurtulmanin yolunu göstermis; bunun ancak Allah'in gösterdigi hidayet yoluna uymakla mümkün olacagini bildirmistir: "... Kim Benim hidayetime uyarsa artik o sasirip sapmaz ve mutsuz olmaz." (Taha Suresi, 123)

Yapmalari gereken yasadiklari bu çeliskinin ve kendilerine verdikleri zararin farkina varip Allah'a teslim olmaktir. Bunun için sadece samimiyetle düsünmeleri yeterlidir:

Normal bir akil seviyesine sahip olan her insan vicdani üzerindeki baskinin ruhuna ve bedenine ciddi sekilde zarar verdigini, ne kadar saglikli olursa olsun buna uzun bir süre dayanamayarak iflas edecegini hisseder. Kendi kendine "bu duruma daha ne kadar dayanabilirim?" diye düsündügünde bunun uzun sürmesinin mümkün olmadigini anlar. Bu seytani ahlakin kendini hizla ölüme ve azaba yaklastirdigini korkuyla fark eder. Yasadigi her an yalnizca vicdan azabi, sikinti ve mutsuzlukla dolu olacaktir. Ahirette ise seytani dost ve sirdas edinmesinin karsiligini sonsuz cehennem atesi, pismanlik, aci ve üzüntü içerisinde geçirerek alacaktir.

Suuru açik her insan, gösterdigi kötü ahlakin dünyada ve ahirette kendisine getirecegi bu azabin büyüklügünü anlar anlamaz büyük bir korkuya kapilir ve Allah'a yönelip yaptiklarindan dolayi tevbe eder. Aksi takdirde yaptigi kötülükler büyüyerek belki de telafi edilmesi mümkün olmayan sonuçlara ulasacaktir. Allah böyle bir sonuçla karsilasmamalari için insanlara, "Her bir nefsin hayirdan yaptiklarini hazir buldugu ve her ne kötülük islediyse onunla kendisi arasinda uzak bir mesafe olmasini istedigi o günü (düsünün)..." (Al-i Imran Suresi, 30) seklinde buyurmustur. Çünkü o gün, dünya hayatinda sessiz bir dille yapilan tüm kötülükler açiga çikacak; insanin dünya hayatinda ispat edilemeyisine kanarak, gizledigini düsünerek yaptigi kötülükler kendi bedeni tarafindan desifre edilecektir. Allah, insanin yaptigi gizli kötülükleri kendi bedenine desifre ettirecegini söyle bildirmistir:

Sonunda oraya geldikleri zaman, isitme, görme (duyulari) ve derileri kendi aleyhlerine sahitlik edecektir. (Fussilet Suresi, 20)

Siz, isitme, görme (duyulariniz) ve derileriniz aleyhinize sahitlik eder diye sakinmiyordunuz. Aksine, yaptiklarinizin birçogunu Allah'in bilmeyecegini saniyordunuz. (Fussilet Suresi, 22)

Bunun ardindan "... Oysa, onlarin hiç hesaba katmadiklari seyler, Allah'tan kendileri için açiga çikmistir. Kazandiklari kötülükler, kendileri için açiga çikmistir ve alay konusu edindikleri sey de kendilerini çepeçevre kusatmistir." (Zümer Suresi, 47- 48 ) ayetleriyle bildirildigi gibi, dünya hayatinda kullandiklari gizli ve sessiz dil tüm detaylariyla ortaya çikmis olacaktir. Bu kisilerin durumunu Allah, "...Kötülükleri tasarlayip düzenleyenler ise; onlar için siddetli bir azap vardir..." (Fatir Suresi, 10) ayetiyle haber verir.

Tüm bu gerçekleri düsünebilen bir insan dogruyu görmeli, seytanin insanlara büyük bir tuzak kurdugunu anlayarak, bir an önce onun serrinden sakinip Allah'in razi olacagi bir ahlaka ulasmalidir. Bunun yolu ise çok kolaydir: "Kötülükten sakinip iyilikle yasamak (iyiligi ilke edinmek)". Allah, Kuran'da iyiliklerin kötülükleri giderecegini söyle bildirmistir:

Süphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, ögüt alanlara bir ögüttür. (Hud Suresi, 114)

Allah'in "Süphesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'tir" deyip sonra dogru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artik onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardir." (Ahkaf Suresi, 13) ayetiyle bildirdigi gibi, güzel ahlaklarinda istikrar gösterdikleri takdirde, Allah bu kimselerin hayatlarindan korkuyu, hüznü çekip alacak, kötülüklerini örtüp bagislayacak ve onlara yaptiklarinin en güzeliyle karsilik verecektir.

Iman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz süphesiz onlarin kötülüklerini örtecegiz ve süphesiz yaptiklarinin en güzeliyle karsilik verecegiz. (Ankebut Suresi, 7)